Gürgen Buraya Yumruk Havaya


Gün geçmiyor ki bir acaiplik bir aktivite olmasın Çukurova Üniversite'sinde ..
Gürgen Knorr Çabuk Çorba Sponsorluğunda Mithat Özsan Amfisinde saat 12:30 'da Gürgen Öz söyleşini kaçırma..
Dışardaki kış bahçesiyle egzantrik yarışmalar ve süpriz hediyeler seni bekliyor.
Kampüste 1 dk.. !!
Haa 1 dk. 'da hazır olan Knorr çabuk çorba da ikramımız.
Çabukçorba.com

Flyer Dağıtmak bir iletişimdir.

Blogumu takip edenler youthrepublic bünyesinde bir kampüs marka yöneticisi olduğumu bilir şayet takip etmeyenlerdenseniz bunu öğrenmiş oldunuz.
İşimizin büyük bir bölümünü flyer ve sampling dağıtmak oluşturuyor. Ancak bizim farkımız biz bu flyer ve sampling'i dağıtırken hedef kitleyle sürekli iletişimde oluyoruz nasıl mı ???

Öncelikle hepimizin üstünde marka'nın iletişim görselleri giydirilmiş kıyafetler oluyor. Mesela şöyle



Bu kıyafetler sayesinde biz hedef kitleye yaklaşırken zaten acaba bunlar nedir diye merak uyandırıyoruz. Düşünsenize kampüsünüzde bir takım insan sayısı 5 ila 10 arasında hepsi tek tekmil aynı kıyafet dillerinde aynı söylem .. İşte bu markanın hedef kitlesiyle iletişimini oluşturuyor.
Ayrıca ürünü dağıtarak onların denemelerini sağlayarak markaya olan güvenlerini ve sempatilerini kazanıyoruz.
Mesela First Ice dağıtırken "Buz gibi lezzeti denediniz mi?" diyip buz kovasından maşa ile bir küp first ice çıkarıp hedef kitlemize uzatıyoruz direk ağzına atıyor tabi ve o vermiş olduğu ferahlıkla yüzü gülümsüyor.

Ben şunu çok gördüm. Hayatından bezmiş eline bir tomar kağıt tutuşturulmuş biri suratı asık alsalarda elimdeki iş bitsin gideyim eve diye flyer dağıtıyor ...
Bu kişiden aldığınız flyer 'la yukarda anlattığım flyer arasında dağlar kadar fark var sizde tahmin etmişsinizdir.

İşte bizim burda gücümüzü genç olmamız ve enerjimizi dışarı çok iyi yansıtıyor olmamız yaratıyor.

İşte bu yüzdendir ki Youthre Republic sektörün yükselen yıldızı biz de onun sahadaki yegane neferleriyiz.

İçimi nereye döksem bilemedim...

Hayat bazen anlamsız geliyor bana.
İnandığım şeyler yıkılınca özellikle. Oysa 3 5 tane küçük şey beni mutlu edebiliyor. Ufak şeyler öyle büyük şeyler de değil. Ama inandığım değerlerin yıkılmasına tahammülüm yok...

Derdim bu dünyada sefa sürmek değil. Tek derdim adam gibi yaşayıp adam gibi de göçüp gitmek. Arkamdan 3 5 ağlayan bırakırsam da ne mutlu bana.

Bu sefer Ankara'ya geldiğimde en iyi öğrendiğim şey şu oldu insanın mutlu olabilmesi için illaki de memleketine gelmesi gerekmiyormuş. Meğersem mutlu olduğun yer memleketinmiş. Bunu ben ailenin bir küçüğü olarak idrak etmek durumunda kaldım kaldırıldım.

Meğer mutlu bir ev ne kadar da önemliymiş.

Burdan açıklamak istemediğim şeyler olsa da hayatımda bi şekilde devam etmek durumundayım. Hayat bizi hangi konumlara getirir bilemiyorum. Ama illaki doru bir yere geleceğime inanıyorum.

Eğitimini almadığım bir dalda iş yapıyorum ve yapmak istiyorum. Siz FF'deki marketing gurularına imreniyorum bazen. Ya ne güzel kontaklarla ne güzel işler başarıyorsunuz. Biz kendi kümesimizde ötüp sizin kümeste de ötebileceğimizi düşünüyoruz. Yanılıyoruz belki ancak bir gün belki gerçekleşecek olan hayallerimiz var. Belki gerçekleşmese de hayallerimiz var.

Gördüğüm her başarı hikayesinde genelde zorla okudukları bir branşı bitirdikten sonra gönüllerindeki branşda başarılı olan insanlar var. Hatta Serhat Gürcü'nün yıl sonu toplantımızda yaptığı sunumda karnesini bize ifşa etmesi beni biraz umutlandırdı. Karnede gerekirse bölümünün değiştirilmesi gibi bir ibare yer alıyordu. Bense bu dönemime kadar genelde bölümümde başarılı olmuş biriyim. Ancak lanet olası bir bölümde okuyorum kendimce.

Asıl sıkıntım yukarda yazdıklarım da değil. İş aş illaki bi şekilde bulunur. Türkiye'de kafası çalışan birinin aç kalacağına inanmayanlardanım ben. İnsan ektiğini biçer.

Sıkıntımı ne siz sorun ne ben söyleyim dostlar ve blogu ziyaret edenler.
En iyisi siz keyfinize bakın kalın sağlıcakla.