Rock'n Coke Heyecanı Başlıyor !!


17-18-19 Temmuzda başlayacak Rock'n Coke Festivali'ne çok az kaldı..
Geçen sene daha önceki senelerden daha iyi bir festival yapamayacakları için festivali iptal etmişlerdi bu sene ise tam gaz festival kaldığı yerden devam ediyor. Tek farkı festival bu sene İstanbul Park 'da düzenlenecek .

Bu sene festival'in ana sponsorluğunu vodafone yüklenmiş. Gençlere yönelik bir çalışma olarak Vodafone'u bu kararından dolayı kutluyorum. Ayrıca Vodafone bu sponsorluk çalışması esnasında bazı internet üzerinden yarışmalar da düzenleyecek ..

Facebook sayfası : [link]
Twitter sayfası : [link]

Monster'dan Kariyer Canavarı

monster-logo-with-tagline_nuncscio



Monster Türkiye ayağı hizmete girdiğinden beri kariyer sitelerinde yeni bir soluk getirdi. Bu tartışılmaz birşey. İş arayan odaklı olan Monster.com.tr 'nin en büyük söylemi "Sen bir cv'den fazlasın ! " . Bu söylemi de boş durmayıp bir blogla pekiştirmişler. [link]

Monster geçtiğimiz günlerde 41?29? ajansının altına imzasını attığı Monster Kariyer Canavarı oyunuyla bizlere tekrardan merhaba dedi. Oyun tycoon oyunlarını andırıyor. Size iş yerinizde karşılaştığınız sorunlarınızla ilgili sorular soruyor ve bu sorulara verdiğiniz yanıtlarla ilerlemenizi sağlıyor. Stajer olarak girdiğiniz bir şirketten CEO olarak çıkıyorsunuz.

Oyuna giriş yapabilmeniz için daha önceden monster.com.tr 'ye üye olmanız gerekiyor. Şayet üye değilseniz hiç üzülmeyin hemen kısa bir üyelik formuyla üye olabilir ve oyunu oynayabilirsiniz.

Oyun için [link]

Sansüre Sansür Yay hareketi

Youtube engellemelerinden sonra sansüre sansür hareketi başlamıştı bir çok site sansüre tepki göstermek için "Bu site kapatılmıştır" gibi bi ibareyle kendi sitelerini 1 günlük kapatmıştı. Şimdi yeni bir akım başlıyor.
Yay hareketi genelde friendfeed'de yapılan bir eylem. (Rivayetlere göre Sunipeyk çıkarttı)
Şimdi bu yayılma hareketi bloglara fırladı. Evet yayıyoruz sansür yapanları kınıyoruz.

Bu harekette emeği geçenler bazı videolar hazırlamışlar buyrun keyifle izleyin efendim.




Sansüresansür.org

Lisedeki ben


Evet bu haftasonumu maziiye adadım..
Lise'den 2 arkadaşımla (duygu ve canseri) birlikte güzel bir haftasonu geçirdim. Çok fazla mekan gezip çok para harcamadım sadece muhabbetin dibine vurdum diyebilirim. Meğersem lise yıllarımı ne de çok özlemişim.
Çok değil bundan ortalama 5 sene önce ÖSS 'ye hazırlanan bir gençtim. Son çeyrekteki uğraşlarım sonucu istemediğim bir bölüme yerleştirdi devlet beni . (Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum )
Lisede ben neydim şimdi neyim ?? Üniversite insanı ne kadar geliştirir sorularını sormama neden oldu bu hafta sonu.
Kısaca lisedeki ve üniversitedeki Bahadır arasındaki farkları sıralıyorum..
  • Lisede hiç kız arkadaşım olmadı - Üniversitede 2 tane ilişkim oldu. (1 'i 2 buçuk yıldır devam etmekte)
  • Lisede hiç popüler değildim . - Övünmek gibi olmasın Çukurova'da adımız bilinir.
  • Lisede sınıftaki zekilerden biriydim diyebilirm - Üniversitede abi not var mı soruları soran bir tip oldum .
  • Lisedeki müzik zevkim (limp biz kit , metallica vs.. ) Üniversitede çok dallandı budaklandı bu liste . Her çeşidi dinlemeye çalışıyorum şu aralar blues 'a taktım diyebilirim.
  • Lisede internet mirc 'den ibaretti - Üniversitede blogger oldum .
Bu farklar uzar gider anlayacağınız. Peki hangi halimden memnunum ?
Hiç bir sorumluluğumun olmadığı sadece ders çalışmam gereken bir dönem olan lise mi ? Arkadaşlıkların çıkar değil de gerçek samimi duygulara dayanan lise mi ?
Yoksa arkadaşlıkların sahteliklerle dolu olduğu üniversite mi ?

Bu hafta sonu gerçekten ne kadar şanlı olduğumu bir kez daha keşfettim. ATO anadolu lisesi'nde ne güzel insanlarla tanışmışım meğersem. 11 yaşında girdiğim okuldan ne güzel insanlar kalmış arkaya.

Özledim evet uzun zamandır
- lise mi ?? Pehh!!
yapan ben liseyi özledim. O ergenlik döneminde sesimin ilk kalınlaştığı yıllarda buna şahit olan arkadaşlarımı özledim. 3 ay içinde 10 cm uzayınca yanlarına geldiğim zaman beni tanımayan arkadaşlarımı özledim.
Liseme gittim geçen sene . "Firs Ice" penetrate'i yapmak için. Okul bir soğuk , bir boş geldi gözüme.. O okul arkadaşlarımla güzeldi sonra anladım.

Hocalarımız derdi ki ATO'lu olmak ayrıcalıktır.
Diyorum ki siz halt yemişsiniz. Siz anca kendi cebinizi ve rahatınızı düşünürsünüz. ATO 'da öğretmen olmak sizin ayrıcalıktı evet. Ama bizim için arkadaşlarımızla birlikte olmak ayrıcalıktı sadece. Gerisi tırıvırı.

İnsan hakkı ihlali mi ?


Her marka iyi bir tüketici olmamızı istiyor. Yaptıkları herşey bizim onların ürettiği şeyleri daha fazla tüketmemiz için.
Sırf biz tüketelim diye bazen binlerce , bazen milyonlarca hatta bazen de milyarlarca dolar harcıyorlar .
Kimisi kıvrak manevralarla tak diye karşımıza çıkıp kendini bize hatırlatıyor, kimisi de heryerde bangır bangır bağırarak görmek istemesek de bize kendini gösteriyor.

Reklam ve pazarlama bu döngünün içinde sıkışmış siz almıyorsunuz belki ama bende bunlar var alırsan işte böyle mutlu olursun gibi söylemleri kendine ana hedef edinmiş bir meslek veya bir olgu.

Düşünün sırf yeni çıkan bi ürünü 100.000 kişi denesin diye marka numunelerini hazırlıyor her şehirde ekiplerini kuruyor o ekiplere maaş ödüyor. Üstüne üstlük o numuneyi de bedava dağıtıyor.
Bunun tv reklam çekimi ve yayınlanması, gazete-dergi, internet ve aklınıza gelebilecek her türlü medya alanı.
Niye sırf biz daha çok tüketelim diye.
Yapılan çalışmalara göre insanların dikkatini çekmek eskisine göre çok daha zor . Diyelim dikkatini çektin mesajını ona aktarman için çok kısa bir süren var o süre içinde anlattın anlattın , yoksa boşa harcanmış bir sürü para..

Bi zamanlar saçma reklam furyası vardı..
Telsimin Cem Yılmaz 'lı reklamları , ixir'in kestanecisi gibi .
Bunlar markayı tüketmek değil de bilinir hale getirmek için yapılan şık hareketlerdi . Ama yukarda yazdığım iki marka 'da mezarlıkta şık köşelerini almış markalar.

Geçen gün Cihan Yüce'yle ayak üstü sohbette şunlar çıktı :
"İnsanların reklam görmeme özgürlüğünün olması gerekli. Haneye tecavüz gibi bişey. Anti reklam timi mi kursak filan .... "uzar gider geyiğe sarıyor devamı (ki öğrencilik yıllarımızda 2 mizde harçlığımızı reklam ve pazarlama'dan çıkarıyoruz .

Ama bence yukardaki söylemin haklı bir tarafı var. Reklamlar istesek de istemesek de bizi aptallaştırıyor. Algı sürelerimizi köreltiyor. Belki de bu bir insan hakkı ihlalidir. ??
Ne dersiniz ?

Sigara Güncesi

Yaklaşık 4 yıldır tiryaki kıvamında bir sigara tüketicisiyim. Geçen hafta birden kafama dank ederek sigarayı bırakmam gerektiğini düşündüm.

Bunu yaparken kitleleri de etkileyebilir miyim acaba diyerek bir blog açtım ..

www.sigaraguncesi.com

Şu ana kadar gelen tepkiler çok güzel. Bırakanlardan destek mailleri alıyorum. insanlar bloglarında sigaraguncesi blogundan bahsediyor.

Siteyi açma fikri bana sigarayı bıraktıran şey .

Sizlerde destek vermek istiyorsanız . Ne şekilde olursa olsun aklınıza nasıl bir eylem planı gelirse gelsin lütfen bana mail atın..

biraktimben[at]sigaraguncesi.com

Sol tarafta izlemekte olduğunuz çalışmayı da abim hediye etti. Herkes farklı şekilde destek oluyor ..
Hosting sorunumu Özer abi çözdü . Arkadaşlarım bloglarında bahsetti. Peki siz bana nasıl katkıda bulunabilirsiniz ?

O zaman en azından bir yorum bırakarak beni mutlu et bugün ...

Cafe Crown arası !!


  • Cafe crown gençlere önem verir !!
  • En dinamik 3'ü 1 arada üründür.
  • Çok çeşitlidir.
  • Eğlencelidir.
  • Fındık gibi kahvedir .
  • www.hoptekle.com kolbastı yapmayı bilmenize gerek kalmaz.
  • O sizin çukulata sevgilinizdir .
  • Derse veremiyorsan kendini sen en iyisi ver bi café crown arası .

Gürgen Buraya Yumruk Havaya


Gün geçmiyor ki bir acaiplik bir aktivite olmasın Çukurova Üniversite'sinde ..
Gürgen Knorr Çabuk Çorba Sponsorluğunda Mithat Özsan Amfisinde saat 12:30 'da Gürgen Öz söyleşini kaçırma..
Dışardaki kış bahçesiyle egzantrik yarışmalar ve süpriz hediyeler seni bekliyor.
Kampüste 1 dk.. !!
Haa 1 dk. 'da hazır olan Knorr çabuk çorba da ikramımız.
Çabukçorba.com

Flyer Dağıtmak bir iletişimdir.

Blogumu takip edenler youthrepublic bünyesinde bir kampüs marka yöneticisi olduğumu bilir şayet takip etmeyenlerdenseniz bunu öğrenmiş oldunuz.
İşimizin büyük bir bölümünü flyer ve sampling dağıtmak oluşturuyor. Ancak bizim farkımız biz bu flyer ve sampling'i dağıtırken hedef kitleyle sürekli iletişimde oluyoruz nasıl mı ???

Öncelikle hepimizin üstünde marka'nın iletişim görselleri giydirilmiş kıyafetler oluyor. Mesela şöyle



Bu kıyafetler sayesinde biz hedef kitleye yaklaşırken zaten acaba bunlar nedir diye merak uyandırıyoruz. Düşünsenize kampüsünüzde bir takım insan sayısı 5 ila 10 arasında hepsi tek tekmil aynı kıyafet dillerinde aynı söylem .. İşte bu markanın hedef kitlesiyle iletişimini oluşturuyor.
Ayrıca ürünü dağıtarak onların denemelerini sağlayarak markaya olan güvenlerini ve sempatilerini kazanıyoruz.
Mesela First Ice dağıtırken "Buz gibi lezzeti denediniz mi?" diyip buz kovasından maşa ile bir küp first ice çıkarıp hedef kitlemize uzatıyoruz direk ağzına atıyor tabi ve o vermiş olduğu ferahlıkla yüzü gülümsüyor.

Ben şunu çok gördüm. Hayatından bezmiş eline bir tomar kağıt tutuşturulmuş biri suratı asık alsalarda elimdeki iş bitsin gideyim eve diye flyer dağıtıyor ...
Bu kişiden aldığınız flyer 'la yukarda anlattığım flyer arasında dağlar kadar fark var sizde tahmin etmişsinizdir.

İşte bizim burda gücümüzü genç olmamız ve enerjimizi dışarı çok iyi yansıtıyor olmamız yaratıyor.

İşte bu yüzdendir ki Youthre Republic sektörün yükselen yıldızı biz de onun sahadaki yegane neferleriyiz.

İçimi nereye döksem bilemedim...

Hayat bazen anlamsız geliyor bana.
İnandığım şeyler yıkılınca özellikle. Oysa 3 5 tane küçük şey beni mutlu edebiliyor. Ufak şeyler öyle büyük şeyler de değil. Ama inandığım değerlerin yıkılmasına tahammülüm yok...

Derdim bu dünyada sefa sürmek değil. Tek derdim adam gibi yaşayıp adam gibi de göçüp gitmek. Arkamdan 3 5 ağlayan bırakırsam da ne mutlu bana.

Bu sefer Ankara'ya geldiğimde en iyi öğrendiğim şey şu oldu insanın mutlu olabilmesi için illaki de memleketine gelmesi gerekmiyormuş. Meğersem mutlu olduğun yer memleketinmiş. Bunu ben ailenin bir küçüğü olarak idrak etmek durumunda kaldım kaldırıldım.

Meğer mutlu bir ev ne kadar da önemliymiş.

Burdan açıklamak istemediğim şeyler olsa da hayatımda bi şekilde devam etmek durumundayım. Hayat bizi hangi konumlara getirir bilemiyorum. Ama illaki doru bir yere geleceğime inanıyorum.

Eğitimini almadığım bir dalda iş yapıyorum ve yapmak istiyorum. Siz FF'deki marketing gurularına imreniyorum bazen. Ya ne güzel kontaklarla ne güzel işler başarıyorsunuz. Biz kendi kümesimizde ötüp sizin kümeste de ötebileceğimizi düşünüyoruz. Yanılıyoruz belki ancak bir gün belki gerçekleşecek olan hayallerimiz var. Belki gerçekleşmese de hayallerimiz var.

Gördüğüm her başarı hikayesinde genelde zorla okudukları bir branşı bitirdikten sonra gönüllerindeki branşda başarılı olan insanlar var. Hatta Serhat Gürcü'nün yıl sonu toplantımızda yaptığı sunumda karnesini bize ifşa etmesi beni biraz umutlandırdı. Karnede gerekirse bölümünün değiştirilmesi gibi bir ibare yer alıyordu. Bense bu dönemime kadar genelde bölümümde başarılı olmuş biriyim. Ancak lanet olası bir bölümde okuyorum kendimce.

Asıl sıkıntım yukarda yazdıklarım da değil. İş aş illaki bi şekilde bulunur. Türkiye'de kafası çalışan birinin aç kalacağına inanmayanlardanım ben. İnsan ektiğini biçer.

Sıkıntımı ne siz sorun ne ben söyleyim dostlar ve blogu ziyaret edenler.
En iyisi siz keyfinize bakın kalın sağlıcakla.

Bahadır Çiftci

Merhaba blogumu okuyan insan. Sana burda biraz da kendimden bahsetmek istedim. Sana burdan küçük trickler verecem kendim hakkında .
  • Bahadır 21/02/1986 model bir insanımsı hümanist.
  • Maymun iştahıyla tanınır. İnternette bişeyler yapabileceğine ve bir etki bırakabileceğine inanır. Ancak kodlama bilgisi yoktur.
  • Bir fikrine çok güvenirse onu sonuna kadar savunur ve bigün hayata geçirir. (Girişimcilik eylem ister)
  • Pohpohlanmayı çok sever. Kimse pohpohlamassa kendi kendini pohpohlar motive eder.
  • Zor işler yapıldıkça kolaylaşır tezini savunur.
  • Daha bu yaşında Üniversite'de işveren konumuna gelmiştir. (Bu ne demek: Youthrepublic Çukurova Kampüs Marka Yöneticisidir. )
  • KMY olduğu günden beri çok şey öğrenmiştir. Brokrasi , acil eylem planı ve risk yönetimi.
  • Bir marka'nın birebir iletişim kampanyalarında sahada görev almıştır.
  • Son 4 yıldır Adana'dan Antalya'ya ve İstanbul'a gezi düzenlemiştir. (artık çoluk çocuk gezi yapıyor bıraktım bu işleri)
  • I love Wordpress!!
  • CSS , php , java gibi dilleri çok öğrenmek istiyor ancak nerden başlayacağını bilmiyor.
  • Friendfeed'i çok geç farkettim. Keşke daha önce farketseydim.
  • 3 kardeşin ortancasıyım.. (kardeşim [link] abim [link])
  • Proje üretmeyi seviyorum.
  • Proje hayata geçirmeyi sevmiyorum .
  • Türkiye'deki hostingcilerden nefret ediyorum .. (çoğundan)
  • Beşiktaş taraftarıyım. (lisedeyken daha fanatiktim ama şimdi duruldum)
  • Hentbol geçmişim var. (sol oyun kurucu Çukobirlik yıldız ve genç takım)
  • grafi2000@hotmail.com bana ait. Satabilirim ilgilenenlere :P
  • Güzel domain gördüm mü alırım
  • Bana yardım edene minnet duyarım. Faydam dokunur kesin.
  • Trendleri takip etmeye çalışırım. Web 2.0 'ı severim.
  • Micro blogging olayı pek sarmadı. Sadece twitterfeed kullanıyorum .
  • Bazı servisleri takıntı haline getiririm. Kullanmadan edemem.
  • Babam subay emeklisi olduğu için Türkiye'nin 4 bir yanını gezdim. Adını bile hatırlamadığım bir sürü arkadaşım var. Facebook biraz yardımcı oldu bu konuda.
  • Yemek yapmayı severim. Meyhane pilavımın üstüne tanımam.
  • Yoğurdun her şeklini yerim.
  • Yeni lezzetlere açığım.
  • Ankara'lıyım ama son 10 yıldır Adana'da yaşıyorum.
  • Bi ara sözlükleri çok severdim ama gereksiz görüyorum şu anda. Uludagsozluk 1. nesil yazarım. Sadece tanıtım amaçlı kullanıyorum artık. Viral tanıtımlarda entry giriyorum.
    [link]
  • Müzik olarak çeşitli bir insanım. Başlıca : Nick Cave,Fiona Apple, Portishead , Fairuz Derin Bulut , The Doors , Pink Floyd , Kingston Wall , İncubus ve benzeri müzikleri dinlerim.
  • Yönetmen olarak tek geçerim dediğim biri yok ama Guy Ritchi filmlerini severim . Ayrıca Tarantino kral adamdır. Bi de Sırrı Süreyya sağlamdır. Barış Bayraktar'ı takip ederim.

Bloguna Mp3 Player Ekle

Evet bir çok blogcu amatör yollarla bloglarına mp3 playerlar ekliyor. Bazı servisler kapanıyor , bazıları sorun çıkarıyor .. Yani arayışa giriyorlar. Sağlam bir mp3 player olsa da kullansak diyorlar. İşte en sağlam 3 mp3 player'ı nasıl kullanacağınızı size burda anlatacağım efenim..

Öncelikle Google Reader Mp3 Player :



<embed quality="best" allowscriptaccess="never" flashvars="playerMode=embedded" type="application/x-shockwave-flash" src="http://www.google.com/reader/ui/3247397568-audio-player.swf?audioUrl=MP3_File_URL" bgcolor="#ffffff" wmode="window" width="400" height="27"></embed>


Yukardaki kodlarda MP3_Fike_URL yazan kısma mp3'ünüzün yolunu yazabilirsiniz. Şayet ben nereye upload edecem mp3'ümü diye basa sorarsanız googlepages'den gidin bir hesap alın. Sağ tarafta upload files var.

Neyse geçelin diğerini
Yahoo Mp3 Player:




Kodlar:
<embed src="http://webjay.org/flash/dark_player" width="400" height="40" wmode="transparent" flashVars="playlist_url=MP3_FILE_URL&amp;skin_color_1=-145,-89,-4,5&skin_color_2=-141,20,0,0" type="application/x-shockwave-flash" />


Odeo MP3 Player


Kodlar:
<embed type="application/x-shockwave-flash" src="http://www.odeo.com/flash/audio_player_standard_gray.swf" width="400" height="52" allowScriptAccess="always" wmode="transparent" flashvars="audio_duration=DURATION&amp;external_url=MP3_FILE_URL" />


Duration değiştirilebilir. Ben yukardaki player'da değer olarak none verdim. Siz kendi isteğinize göre değer verebilirsiniz.

Kısa bir değerlendirme yapacak olursak şayet. En başarılı mp3 player bence Google Readers mp3 Player .. Neden mi. Minimal hızlı ve kullanışlı. Gördüğünüz gibi en üstte ben de google reader mp3 player kullanıyorum sitemde. Tavsiye ederim efenim. Ziyaretçinize süpriz yapın sizde müzik koyun sitenize.

Ayakta Kal

Henüz izlemedim .. Sadece bir kaç magazin programında ve FF'de bir konuda gördüm. Bir de fragmanı izledim. Geçen de Disko Kingo'ya çıktılar. Ne olursa olsun medya bu filmi sevdi. Diyebileceğim tek şey bu belki de ama inceden de giydirmek istiyorum bu filme kendimi alamıyorum..

Öncelikle Milli Eğitim Bakanlığı'nın tepkisi var bu filme. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre bizim okullarımızda kılık kıyafet yönetmeliği bellidir . Kızlar bu kadar kısa etek giyemez diyor. Oysaki bakanlık Televizyonda reyting rekorları kıran dizilere hiç bakmıyor heralde. Hnagi dizide bir lise talebesi kız görsem etek boyu kıravatım kadar. Ee tabii ki liseli kızlarımızda onlara özenip etek boylarını o boyuta getiriyorlar. Sonra ergen çocuklarımız da kendinden geçiyor. Neyse bu konuya bu kadar değinmek istemiyorum kişisel görüşüm Televizyon ve Sinema bize olmayan bir dünyayı hayal ürünlerini tanıtınıyor zaten ancak bu sosyal hayatımıza etki ediyor maalesef. Ben liseli kızların o kadar kısa etek giymelerini şahsım adına istemiyorum. Gördüğüm zaman da hoşuma gitmiyor zaten.

Bu filmde bi de şöyle bir olay var. Görünüşe göre lise talebeleri baya bir gelişmiş. Ben lise son sınıfa kadar hala tıfıl bir tiptim... Sadece ben değil bir çok arkadaşım öyleydi. Ne zaman üniversiteye başladık bizim tipler bu filmdeki tiplere benzemeye başladı. Yani işte bir ergen suratı göremedim ya fragmanda o yüzden bu kadar gıcık oldum ve saydırıyorum bu filme :) .
Yönetmen : Adnan GÜLER
Oyuncular : Mehmet ASLAN , Sinem KOBAL , Okan KARACAN , Irmak ÜNAL
Konusu : Devlet lisesinde okuyan Ali, eğitimini özel bir okulda sürdüren Yasemin’e aşık olur. Ne var ki, lüks ve sonsuz imkanlar içinde bir yaşam süren Yasemin’in ailesi, Ali ile kızları arasında alevlenen bu aşka şiddetle karşı çıkar. Diğer yandan, Asiye de sınıf arkadaşı olan Ali’ye gizli bir aşk beslemektedir ve tek taraflı aşkının acısını çekmektedir.

Bir de şu link altındaki yorumları okumanızı tavsiye ediyorum : [link]
İŞTE BU DA FRAGMAN

Betonarme-I ıvır zıvır...

Betonarme inşaat mühendisliği dersidir efenim. Çok kasış bişeydir. Özünde öğrendiğiniz moment gibi fizik kurallarının beton ve demire göre şekillenmiş halidir.
Bu moment , mukavemet temelleri betonun ve çeliğin dayanım güçlerine göre belli temeller gösterir efenim. Her beton grubuna göre farklı sonuçlar elde ederiz.
C20 için fcd=13 (tasarım yük taşıma kapasitesi) yani bu fcd tasarımda kullanılan kat sayı. Yani gerçek değeri 20 'dir ama tasarımda güvenli tarafta kalmak için biz bunu k ile çarpıyoruz. (0.85) dolayısıyla 13 elde ediyoruz efenim..

S420 için fyd=365 bu da tasarım kuvvetidir efenim aynı mantık geçerlidir.
Ayrıca kolonların narin olup olmadığını felan da bulabiliriz. Bu bulduğumuz şeylere göre yaklaşık 4 veya 5 sayfa işlem ile sonuca ulaşırız.

Evet yarın saat 13:15 'de betonarme sınavım var. Böyle bir konuyu siz blog severler belki de merak edersiniz diye aktarmak istedim efenim..

Sayın Hocam Cengiz DÜNDAR'a da burdan selamlar söylüyorum.. Gerçekten işini ve konuyu çok iyi biliyor.. Bİze de yarın sınavda yapmak kalıyor..

2004562048 Bahadır Çiftci Bildirdi..

Blog temamı değiştirdim..

Blog temaları konusunda biraz başarısızım. Kendimi öyle görüyorum ama bu bulduğum tema çok hoşuma gitti açıkcası. Daha ferah ve modern. Widgetlerim bayaa bi boş öneride bulunursanız şayet değerlendirmek isterim..